Keine direkten Treffer gefunden für: sikiş

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: sikiş

Deutsch Türkisch
abdichten {v} [dichtete ab, hat abgedichtet] sıkıştırmak
abdichten {v} [einstemmen] sıkıştırarak sızmayı önlemek
der Abpressflansch {sub} {m} sıkıştırma flanşı
die Abpresskraft {sub} {f} sıkıştırma gücü
die Abpressmaschine {sub} {f} sıkıştırma makinesi
die Abpressung {sub} {f} sıkıştırma
das Abpressverhältnis {sub} {n} sıkıştırma oranı
die Abpressvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma aygıtı
die Abpresswalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
die Abpreßvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma düzeneği
der Absprengabsteller {sub} {m} sıkıştırma detektörü
der Andrang {sub} {m} sıkıştırma
der Andrang {sub} {m} sıkışıklık
der Andrückblock {sub} {m} sıkıştırma bloğu
die Andrückbürste {sub} {f} sıkıştırılmış fırça
andrücken {v} [drückte an, hat angedrückt] sıkıştırmak
der Andrücker {sub} {m} sıkıştırıcı
aneinander {adv} sıkışık
aneinander rücken {v} sıkışmak
angespannte Arbeitsmarktsituation {sub} {f} sıkışık piyasası durumu
angespannter Arbeitsmarkt {sub} {m} sıkışık emek piyasası
angespannter Arbeitsmarkt {sub} {m} sıkışık piyasası
angespannter Geldmarkt {sub} {m} sıkışık para piyasası
angespannter Markt {sub} {m} sıkışık pazar
angestaucht [er, sie, es hat~] sıkıştırdı
die Anpressdruckkraft {sub} {f} sıkıştırma baskısı kuvveti
anpressen {v} [presste an, hat angepresst] sıkışmak
die Anpressvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma düzeneği
die Anpresswalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
die Anschlussklemme {sub} {f} sıkıştırma vidası
das Anziehen {sub} {n} [Schraube] sıkıştırma
anziehen {v} [zog an, hat angezogen] sıkıştırmak
die Anziehkraft {sub} {f} sıkıştırma kuvveti
aufdrängen {v} [drängte auf, hat aufgedrängt] sıkıştırmak
aufgespannt sıkıştırılmış
aufpressen {v} [presste auf, hat aufgepresst] sıkıştırmak
das Aufpressverfahren {sub} {n} sıkıştırma ameliyesi
aufspannen oder einspannen {v} sıkıştırmak
die Aufstreckkurbel {sub} {f} sıkışmış kırank
das Auslitern {sub} {n} [Verdichtungsraum] sıkıştırma alanının hacmini belirleme
auspressen {v} [Person] sıkıştırmak
ausquetschen {v} sıkıştırmak
ausquetschend {adj} sıkıştıran
ausquetschend {adj} sıkıştırarak
die Ausquetschwalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
bedrücken {v} [bedrückte, hat bedrückt] sıkıştırmak
beengen {v} [beengte, hat beengt] sıkıştırmak
befestigen {v} [befestigte, hat befestigt] sıkıştırmak
der Befestiger {sub} {m} sıkıştırıcı
begrenzter Markt {sub} {m} sıkışık piyasa
die Beklemmung {sub} {f} sıkışma
0.003s