7 direkte Treffer gefunden für: breit


73 indirekte Treffer gefunden für: breit

Deutsch Türkisch
breit akzeptiert geniş tabanlı kabul
breit angelegt geniş çaplı
breit angelegt sein {v} geniş tabanlı yaygın olmak
breit ausgelegt geniş çaplı sergilemek
breit drücken {v} ezerek yassılaştırmak
breit gebaut {adj} geniş yapılmış
breit gedrückt {adj} basık
breit gedrückt {adj} yassı
breit gefächert {adj} geniş
breit gefächert {adj} geniş yelpazeli
breit gefächert {adj} çok çeşitli
breit gestirnt geniş alınlı
breit machen {v} genişletmek
breit machen, sich {v} kurulmak
breit machen, sich {v} serilmek
breit machen, sich {v} yayılmak
breit und langsam geniş ve yavaş
breit veröffentlicht geniş yayınlanmış
breit werden {v} genişlemek
die Breitausrüstung {sub} {f} geniş donanım
die Breitaxt {sub} {f} geniş ağızlı balta
das Breitband {sub} {n} geniş band
das Breitband {sub} {n} geniş bant
das Breitband {sub} {n} geniş kuşak
das Breitband {sub} {n} geniş şerit
das Breitband-Internet {sub} {n} geniş bandlı internet
der Breitbandanschluss {sub} {m} geniş bandlı bağlantı
die Breitbandantenne {sub} {f} geniş bandlı anten
das Breitbandantibiotikum {sub} {n} geniş etkili antibiyotik
die Breitbandbeleuchtung {sub} {f} geniş etkili ışıklandirma
das Breitbandfilter {sub} {n} geniş bandlı filtre
das Breitbandfilter {sub} {n} geniş bandlı filtreleme
breitbandig {adj} geniş bandlı
das Breitbandkabel {sub} {n} geniş bandlı kablo
der Breitbandkanal {sub} {m} geniş bandlı kanal
der Breitbandkanal {sub} {m} geniş kuşak oluğu
der Breitbandkanal {sub} {m} geniş şerit kanalı
die Breitbandkommunikation {sub} {f} geniş kuşak iletişimi
die Breitbandleitung {sub} {f} geniş kuşak ortamı
die Breitbandmietleitung {sub} {f} geniş kuşak kiralık ortamı
das Breitbandnetz {sub} {n} geniş kuşak ağı
die Breitbandröhre {sub} {f} geniş bandlı lamba
der Breitbandscheinwerfer {sub} {m} çok geniş hüzmeli far
der Breitbandverstärker {sub} {m} geniş bandlı güçlendirici
das Breitbandverteilnetz {sub} {n} geniş kuşak dağıtma ağı
das Breitbandverteilnetz {sub} {n} geniş şerit dağıtma şebekesi
breitbasige Schiene {sub} {f} düz ayaklı ray
die Breitbehandlung {sub} {f} açık muamele
das Breitbeil {sub} {n} dülger baltası
das Breitbeil {sub} {n} geniş ağızlı balta
die Breitbeile {sub} {pl} dülger baltaları
Armut machte sich breit yoksulluk çoğaldı
doppeltbreit {adj} çift enli
extra breit {adv} ekstra geniş
fingerbreit {adj} parmak genişliğinde
fingerbreit {adj} parmak kalınlığında
fingerbreit parmak genişliğinde
fingerbreit parmakkalınlığında
der Fußbreit {sub} {m} ayak boyu
fünf Meter breit beş metre genişliğinde
gleich breit aynı genişlikte
haarbreit {adj} kıl gibi
haarbreit {adj} saç kalınlığında
handbreit {adj} el genişliğinde
handbreit {adj} el kadar
handbreit {adj} karış
lang und breit {adj} enine boyuna
lang und breit {adj} uzun uzadıya
überbreit {adj} aşırı geniş
weit und breit {adj} her köşe bucakta
weit und breit {adj} her yerde
zollbreit {adj} bir inç genişliğinde
der Zollbreit {sub} {m} bir inç genişliği
0.004s