8 direkte Treffer gefunden für: bel

Deutsch Türkisch
der Handspaten {sub} {m} bel
die Lende {sub} {f} [Anatomie] bel
die Lende {sub} {f} [Med.] bel
der Rücken {sub} {m} [Tier] bel
der Samen {sub} {m} [Sperma] bel
der Sattel {sub} {m} bel
der Spaten {sub} {m} bel
die Taille {sub} {f} [Med.] bel

77 indirekte Treffer gefunden für: bel

Deutsch Türkisch
abgehängt [verhängt] belirsiz yere asılan
abgewinkelt belli bir açıda bükülmüş
abgrenzbar {adj} belirlenebilir
das Abgrenzdatum {sub} {n} belirleme tarihi
abgrenzen {v} [grenzte ab,hat abgegrenzt] belirlemek
absahnen {v} {ugs.} [sich bereichern: sahnte ab, hat abgesahnt] beleşten zengin olmak
abstehen {v} [stand ab, hat abgestanden] belli mesafede bulunmak
abstehen lassen {v} belli mesafeye koymak
abstehend {adj} belli bir mesafede olan
abstrus belirsiz
das Abzeichen {sub} {n} belirti
abzeichnen {v} [sich] belli olmak
adverbial [Grammatik] belirteç olarak
die Adverbialbestimmung {sub} {f} [Grammatik] belirteç grubu
die Adverbiale {sub} {pl} belirteç grupları
adverbiale Bestimmung {sub} {f} belirteç grupları
adverbialer Ausdruck {sub} {m} belirteç deyimi
die Adverbialisierung {sub} {f} belirteçleşme
die Adverbialisierung {sub} {f} belirteçleştirme
der Adverbialsatz {sub} {m} belirteç cümle
adverbiell {adj} [adverbial] belirteç olarak
die Adverbienbeschreibung {sub} {f} belirteçlerin tarifi
das Adverbium {sub} {n} belirteç
das Adverbsuffix {sub} {n} belirteçleştirici
akklimatisiertes Impfgut {sub} {n} belli bir ısıya alıştırılmış aşı maddesi
akklimatisiertes Inokulum {sub} {n} belli bir ısıya alıştırılmış bulaşıcı madde
der Akkusativ {sub} {m} belirtme durumu
das Akoasma {sub} {n} belirsiz sesli haluzinasyon
die Akoasmen {sub} {pl} belirsiz işitme yanılsamaları
die Akoasmen {sub} {pl} belirsiz sesli sanrılar
die Akte {sub} {f} belge
Akten ablegen {v} belgeleri klasöre geçirmek
Akten einsehen belgeleri incelemek
Akten manipulieren {v} belgeleri manipule etmek
die Allomnesie {sub} {f} bellekte nitelik açısından bozukluk
als Bürgermeister kandidieren {v} belediye başkanlığına aday olmak
am festgesetzten Tag belirlenen günde
ambig [selten] belirsiz
das Ambigramm {sub} {n} [Schrift, die von beiden vorgegebenen Blickwinkeln aus gelesen werden kann] belli açılardan okunabilen yazı dizisi
die Ambiguität {sub} {f} belirsizlik
die Ambiguitätsintoleranz {sub} {f} belirsizlik toleransı
ambivalent {adj} [zwiespältig] belirsiz
ambivalente Gene {sub} {pl} belirsiz genler
ambivalentes Denken {sub} {n} belirsiz düşünmek
die Amnesia {sub} {f} [Amnesie] bellek yitimi
die Amnesie {sub} {f} [Med.] bellek yitimi
die Amnesie {sub} {f} bellek yitimi
an den benannten Lieferort belirtilen yerde
an einem, dem Punkt angelangt, angekommen sein {v} belli bir noktaya gelmiş olmak
an einem bestimmten Ort belli bir yerde
an einem bestimmten Punkt belli bir noktada
der Abbauhobel {sub} {m} sökme rendesi
der Abblendhebel {sub} {m} köreltme kolu
der Abdeckhebel {sub} {m} kapak kaldırma kolu
Abdeckungshebel kapak kolu
der Abfallkübel {sub} {m} [besonders: österr.] çöp lovası
die Abfanggabel {sub} {f} tutma çatalı
die Abfeuerungskurbel {sub} {f} ateşleme kolu
abgeschirmtes Anschlusskabel {sub} {n} blendajlı kablo
abgeschirmtes Kabel {sub} {n} ekran altı kablosu
abgeschirmtes Kabel {sub} {n} isole edilmiş kablo
abgeschirmtes Kabel {sub} {n} mahvazalı kablo
abgeschirmtes Kabel {sub} {n} maskelenmiş kablo
abgeschirmtes Spezialkabel {sub} {n} isole edilmiş özel kablo
Ableitungskabel iletme teli
die Abnahmekurbel {sub} {f} dirsek
die Abnahmekurbel {sub} {f} manivela
die Abnahmekurbel {sub} {f} sökülebilir krank
abominabel [selten] iğrenç
der Abplatthobel {sub} {m} yassıtma planyası
der Abrichthobel {sub} {m} rende makinesi
der Abschalthebel {sub} {m} devreden çıkarma kolu
das Abschirmkabel {sub} {n} blendajlı kablo
der Abschlaghebel {sub} {m} vurma kolu
das Abschlusskabel {sub} {n} terminal kablosu
der Absenkhebel {sub} {m} alçaltma kolu
der Abstellhebel {sub} {m} durdurma kolu
0.005s