17 direkte Treffer gefunden für: yetersiz


62 indirekte Treffer gefunden für: yetersiz

Deutsch Türkisch
Ablehnung der Einstellung wegen mangelnder gesundheitlicher Eignung {sub} {f} yetersiz sağlık nedeniyle işe alınma reddi
Ablehnung der Einstellung wegen mangelnder körperlicher Eignung {sub} {f} yetersiz vücut sağlığı nedeniyle işe alınma reddi
der Ausfall {sub} {m} yetersizlik
die Ausfallentschädigung {sub} {f} yetersizlik tazminatı
die Ausfallforderung {sub} {f} yetersizlikten doğan alacak
die Ausfallhaftung {sub} {f} yetersizlik sorumluluğu
die Ausfallkriterien {sub} {pl} yetersizlik kriterleri
das Ausfallkriterium {sub} {n} yetersizlik kriteri
die Ausfallrate {sub} {f} yetersizlik oranı
das Ausfallrisiko {sub} {n} yetersizlik riski
die Ausfallversicherung {sub} {f} yetersizlik sigortası
die Ausfallvorhersage {sub} {f} yetersizlik öngörüsü
Ausfallzahlung {v} yetersizlik tazminatı
die Darrsucht {sub} {f} [bei Tieren] yetersiz besleme
die Darrsucht {sub} {f} [bei Tieren] yetersiz besleme nedeniyle oluşmuş hastalık
Deckung, mangels- {sub} {f} [Versicherung] yetersizlik nedeniyle
der Defekt {sub} {m} yetersizlik
die Dekompenstionsneurose {sub} {f} yetersizlik nevrozu
die Dequalifizierung {sub} {f} yetersiz kullanım
dürftiger Lebensunterhalt {sub} {m} yetersiz para yardımı
dürftiger werden {v} yetersizleşmek
ein dürftiges Vermögen yetersiz bir servet
farbschwach {adj} yetersiz boya
der Fehlbestand {sub} {m} yetersizlik
die Fehlcharge {sub} {f} yetersiz parti
die Fehlchargen {sub} {pl} yetersiz partiler
Folge mangelnder Gesundheit yetersiz sağlık sonucu
Führungkräfte mit ungenügenden Finanzkenntnissen {sub} {pl} yetersiz maliye bilgisi olmayan yöneticiler
die Hypochromie {sub} {f} yetersiz kırmızı renk almasına bağlı kansızlık
die Hypochylie {sub} {f} yetersiz mide suyu salgısı
die Hypoventilation {sub} {f} yetersiz nefes alıp verme
die Inkompetenz {sub} {f} [Unfähigkeit] yetersizlik
die Insuffizienz {sub} {f} yetersizlik
die Insuffizienzgefühl {sub} {f} yetersizlik duygusu
knapp an Arbeitskräften yetersiz işçiler
Leben ohne Auskommen {sub} {n} yetersiz gelirsiz yaşam
die Längenunterschreitung {sub} {f} yetersiz boy
die Mangelanämie {sub} {f} yetersiz beslenmeden dolayı kansızlık
mangelendes Selbstwertgefühl {sub} {n} yetersiz özgüven
mangelernährt {adj} yetersiz beslenmiş
die Mangelernährung {sub} {f} yetersiz beslenme
die Mangelfunktion {sub} {f} yetersiz fonksiyon
mangelhafte Beleuchtung {sub} {f} yetersiz aydınlatma
mangelhafte Leistung {sub} {f} yetersiz randıman
mangelhafte Qualität {sub} {f} yetersiz kalite
die Mangelkühlung {sub} {f} yetersiz soğutma
mangelnde Berechtigung {sub} {f} yetersiz hak
mangelnde Bereitschaft {sub} {f} yetersiz isteklilik
mangelnde berufliche Eignung {sub} {f} yetersiz mesleki yetenek
mangelnde berufliche Eignung {sub} {f} yetersiz mesleki uygunluk
mangelnde Beweisführung {sub} {f} yetersiz delil gösterme
am dürftigsten en yetersiz
das reicht doch hinten und vorne nicht! bu neresinden baksan yetersiz
dem internationalen Standard nicht genügend beynelminel standarda göre yetersiz
fluguntauglich {adj} uçuşa yetersiz
Für den Vorgang ist nicht genügend Arbeitsspeicher verfügbar bu işlemde çalışma belleği yetersiz
knapp an Mitteln para yetersiz
lange nicht gut genug çok yetersiz
leistungsschwach {adj} gücü yetersiz
nicht börsenfähig borsa için yetersiz
nicht genügend produktiv verimi yetersiz
Platz im Hauptspeicher reicht nicht aus [Computer] ana bellek yeri yetersiz
0.006s