6 direkte Treffer gefunden für: dun


77 indirekte Treffer gefunden für: dun

Deutsch Türkisch
Abschwächung der Weltkonjunktur {sub} {f} dünya konjüktürünün zayıflaması
Abwicklung des Welthandels {sub} {f} dünya ticaretini tasfiye etme
die Affinität {sub} {f} dünürlük
der Akosmismus {sub} {m} dünya gerçeğine inanmamak
der Akosmismus {sub} {m} dünyadan uzak
alle Reichtümer in der Welt dünyanın tüm zenginlikleri
alle Welt dünya alem
am Anfang der Welt dünyanın başında
am Ende der Welt dünya sonunda
am gestrigen Tage dünkü günde
am grünen Rand der Welt dünyanın yeşil köşesinde
Angebotskurve eines Landes für ein Gut auf dem Weltmarkt dünya piyasasında bir ürün için bir ülkenin arz eğrisi
die Anheirat {sub} {f} dünürlük
die Askese {sub} {f} dünyadan elini eteğini çekme
auf der Welt Dünya`da
auf die Liste des Weltkulturerbes aufgenommen Dünya kültür mirası listesine alınmış
auf die Welt bringen {v} dünyaya getirmek
auf die Welt kommen {v} dünyaya gelmek
auf die Welt kommen dünyaya gelmek
auf Weltebene Dünya yüzünde
aus allen Teilen der Welt dünyanın her yerinden
aus allen Teilen der Welt kommen dünyanın her yerinden gelmek
außerirdisch {adj} [nicht von dieser Welt] dünyadan olmayan
außerirdisch {adj} dünya dışından
außerirdisches Wesen {sub} {n} dünya dışından yaratık
Beherrschung der Weltmärkte {sub} {f} dünya pazarlarına egemen olma
Bericht über den sozialen Fortschritt in der Welt {sub} {m} dünya`da sosyal gelişim üzerine rapor
bis ans Ende der Welt dünyanın sonuna kadar
bis in alle Ewigkeit bist du für mich wie ein Bruder dünya ahret kardeşimsin
blind {adj} dünyadan bihaber
der Boxweltmeister {sub} {m} Dünya boks şampiyonu
Dame von Welt {sub} {f} dünya kadını
das einzige seiner Art weltweit dünya çapında türünde tek
das Ende der Welt ist nah dünyanın sonu yaklaştı
das Licht der Welt erblicken dünyaya gelmek
das teuerste Gewürz der Welt dünya`nın en pahalı baharatı
Dem Mutigen gehört die Welt dünya cesura ait
der erdnächste Planet {sub} {m} dünyaya en yakın gezegen
die Erde ist eine Kugel dünya yuvarlaktır
die Erde umfliegen dünyanın etrafında uçmak
die Welt beherrschen {v} dünyaya hükmetmek
die Welt betrachten {v} dünyayı incelemek
die Welt durchwandern {v} dünyayı yaya gezmek
die Welt in Erstaunen versetzen {v} dünyayı şaşırtmak
die Welt ist aus den Fugen geraten dünya çığırından çıktı
die Welt ist klein! dünya küçük
die Welt kennen dünyayı tanımak
die Welt liegt ihm zu Füßen dünya onun önünde diz çöküyor
die Welt liegt vor Ihnen dünya önünüzde diz çöküyor
die Welt umrunden dünyayı dolaşmak
die Weltbühne verlassen {v} {ugs.} dünyadan göçüp gitmek
das Abbruchholz {sub} {n} yıkımdan elde edilen odun
abgelagertes Holz {sub} {n} depolanmış odun
abgelagertes Holz {sub} {n} yatırılmış odun
das Anzündholz {sub} {n} ateşleyici odun
das anzündholz {sub} {n} tutuşturucu odun
das Atlasholz {sub} {n} yeşilodun
der Ausgleich {sub} {m} ödün
das Blauholz {sub} {n} mavi odun
das Bleistiftholz {sub} {n} kalemlik odun
das Brennholz {sub} {n} odun
das Brennholz {sub} {n} yakacak odun
das Bundholz {sub} {n} balyalanmış odun
Du hast gesehen gördün
du hast mich gefragt bana sordun
du wolltest arzuluyordun
du wolltest es so böyle arzuluyordun
du wolltest es so böyle arzu ediyordun
einwandfreies Holz {sub} {n} mükemmel odun
der Ersatz {sub} {m} ödün
erst gestern daha dün
das Faschinenholz {sub} {n} çalı yığını odun
der Flegel {sub} {m} odun
führtest [du~beim Sport] önde gidiyordun
geleimtes Holz {sub} {n} yapıştırılmış odun
genetische Individuen {sub} {pl} genetil bireyler
geschnitztes Holz {sub} {n} oyulmuş odun
0.005s