20 direkte Treffer gefunden für: tutuklu


56 indirekte Treffer gefunden für: tutuklu

Deutsch Türkisch
der Arrestantenwagen {sub} {m} [österr.: Gefängniswagen] tutuklu arabası
das Arrestfahrzeug {sub} {n} tutuklu arabası
die Arrestierten {sub} {pl} tutuklular
das Astasierungsmagnet {sub} {n} tutukluk mıknatısı
aus Haft entlassen tutukluyu serbest bırakmak
Dauer der Haft {sub} {f} tutukluluk süresi
eingesperrt halten {v} tutuklu tutmak
eingesperrt sein {v} tutuklu olmak
das Eingesperrtsein {sub} {n} tutukluluk
enthemmen {v} tutukluluğunu üzerinden attırmak
enthemmend {adj} tutukluluğunu üzerinden attıran
die Festgenommene {sub} {pl} tutuklular
festpressen {v} tutukluk
gefangen gehalten werden {v} tutuklu olmak
gefangen sein {v} tutuklu olmak
die Gefangenen {sub} {pl} tutuklular
Gefangenen Neurasthenie {sub} {f} tutukluluk nevrozu
der Gefangenenausbruch {sub} {m} tutuklu firarı
die Gefangenenfürsorge {sub} {f} tutukluların korunması
der Gefangenenwahnsinn {sub} {m} tutukluluk psikozu
die Gefangenschaft {sub} {f} tutukluluk
die Gefangenschaften {sub} {pl} tutukluluklar
die Gefangenschaftspopulation {sub} {f} tutuklu nüfus
die Gehemmheit {sub} {f} tutukluk
gehemmte Depression {sub} {f} tutukluk hali ön planda olan depresyon
die Haft {sub} {f} [Juristisch] tutukluluk
die Haftdauer {sub} {f} tutukluluk süresi
die Haftdepression {sub} {f} tutukluluk depresyonu
die Haftentlassung {sub} {f} tutukluluktan serbest bırakılma
der Haftknall {sub} {m} tutuklu çıldırması
die Haftprüfung {sub} {f} tutukluluk halinin incelenmesi
der Haftraum {sub} {m} tutuklu odası
die Hemmung {sub} {f} [Gehemmtheit] tutukluk
die Häftlinge {sub} {pl} tutuklular
die Häftlingshilfe {sub} {f} tutuklulara yardım
die Häftlingskleidung {sub} {f} tutuklu elbisesi
in Haft sein {v} tutuklu olmak
inhaftierte Person {sub} {f} tutuklu insan
interniert [er, sie, es~] tutukluyor
die Kaltschweißung {sub} {f} tutukluk
das Lager {sub} {n} [Gefangenen etc.] tutuklu kampı
die Steifheit {sub} {f} tutukluk
die Stockung {sub} {f} tutukluk
die U-Haft {sub} {f} [Abkürzung von Untersuchungshaft] tutukluluk
die U-Haft {sub} {f} [juristisch] tutukluluk
die U-Haft {sub} {f} [Untersuchungs] tutukluluk
die U-Haft {sub} {f} tutukluluk
die Untersuchungshaft {sub} {f} tutukluluk
die Untersuchungshaft {sub} {f} tutukluluk hali
verhaftet [er, sie, es~] tutukluyor
die Verklemmtheit {sub} {f} tutukluk
politischer Gefangener {sub} {m} politik tutuklu
politischer Gefangener {sub} {m} siyasi tutuklu
politischer Häftling {sub} {m} politik tutuklu
politischer Häftling {sub} {m} siyasi tutuklu
wegen Mordes verhaftet katliam nedeniyle tutuklu
0.004s