15 direkte Treffer gefunden für: salon


77 indirekte Treffer gefunden für: salon

Deutsch Türkisch
den Saal räumen {v} salonu boşaltmak
den Saal verlassen {v} salonu terketmek
der Gesellschaftsmensch {sub} {m} salon adamı
der Hallenfußball {sub} {m} salon futbolu
der Hallengeschoss {sub} {m} salon katı
der Hallenhandball {sub} {m} salonda el topu
die Hallenluftreinigungsanlage {sub} {f} salon havası temizleme tesisi
die Hallenmeisterschaft {sub} {f} salon turnuvası
der Hallenplan {sub} {m} salon planı
die Hallenspiegelleuchte {sub} {f} salon aynası ışığı
das Hallenturnier {sub} {n} salon turnuvası
das Hallenvorfeld {sub} {n} salon ön sahası
in die Halle stürmen {v} salona hücum etmek
das Kammerspiel {sub} {n} salon tiyatrosu
die Kammerspiele {sub} {pl} salon tiyatroları
Kultur in Hallen {sub} {f} salonlarda kültür
der Raum {sub} {m} salon gibi ev bölmelerinin genel adı
die Saalakustik {sub} {f} salon akustiği
der Saalbau {sub} {m} salon yapımı
der Saaldiener {sub} {m} salon hizmetçisi
die Saale {sub} {pl} salonlar
die Saaleinrichtung {sub} {f} salon düzeni
der Saalhändler {sub} {m} salon tüccarı
der Saalkandidat {sub} {m} [game shows] salondaki izleyiciler arasından yarışmacı
der Saalkomplex {sub} {m} salonlar
die Saalmiete {sub} {f} salon kirası
der Saalordner {sub} {m} salon düzenleyici
die Saalordnerin {sub} {f} [weiblich] salon düzenleyici (bayan)
die Saalschlacht {sub} {f} {ugs.} salon kavgası
der Saalschutz {sub} {m} salon emniyeti
Saaltechniker und Saalgehilfen {sub} {pl} salon teknikerleri ve yardımcıları
der Saalton {sub} {m} salon sesi
die Salondame {sub} {f} sosyetik kadın rolü
der Salonflügel {sub} {m} slon piyanosu
salonfähig {adj} toplum önünde söylenebilir
salonfähig {adj} toplum önüne çıkartılabilir
salonfähig [Aussehen] düzgün görünüşlü
salonfähig [Aussehen] şık ve bakımlı
salonfähig [Aussehen] eli yüzü düzgün
salonfähig {ugs.} edepli
salonfähig {ugs.} adam gibi
salonfähig {ugs.} efendi
salonfähigste {adj} en edepli
salonfähigste {adj} en efendi
das Salongeschäft {sub} {n} berber dkkkânı
Saloniki Yunanistan başkenti
der Salonlöwe {sub} {m} {ugs.} salon kahramanı
der Salonlöwe {sub} {m} {ugs.} toplantıların aranan kişisi
die Salonmusik {sub} {f} [Musik] eğlendirici müzik
die Salonmusik {sub} {f} [Musik] hafif müzik
die Salonmusik {sub} {f} [Musik] salon müziği
die Allzweckhalle {sub} {f} çok amaçlı salon
das Audimax {sub} {n} büyük salon
die Aula {sub} {f} Ünivetsitede büyük salon
der Automobilsalon {sub} {m} otomobil salonu
der Autosalon {sub} {m} otomobil salonu
der Damenfriseursalon {sub} {m} kadın berber salonu
die Damenfrisiersalon {sub} {f} kadın berber salonu
der Damenfrisiersalon {sub} {m} kadın kuaför salonu
der Damenfrisiersalon {sub} {m} kadın kuaförü
der Damensalon {sub} {m} bayan salonu
der Decksalon {sub} {m} güverte salonu
der Empfangssalon {sub} {m} kabul salonu
der Fechtsaal {sub} {m} eskrim yapılan salon
der Friseursalon {sub} {m} [für Frauen] berber dükkânları
der Friseursalon {sub} {m} [für Männer] kuaförler
der Friseursalon {sub} {m} kuaför salonu
der Frisiersalon {sub} {m} berber salonu
der Frisiersalon {sub} {m} kuaför salonu
der Frisörsalon {sub} {m} berber salonu
der Friseursalon {sub} {m} berber salonu
die Gebetshalle {sub} {f} dua edilen salon
geräumige Halle {sub} {f} geniş salon
glasüberdeckte Halle {sub} {f} camlı salon
der Gymnastiksalon {sub} {m} jimnastik salonu
der Gymnastiksalon {sub} {m} spor salonu
die Halle {sub} {f} [Aufenthaltsraum] büyük salon
0.005s