Keine direkten Treffer gefunden für: Bodens

Deutsch Türkisch

70 indirekte Treffer gefunden für: Bodens

Deutsch Türkisch
die Bodensanierung {sub} {f} zemin ıslahı
der Bodensatz {sub} {m} tortu
der Bodensatz {sub} {m} çöküntü
Bodensatz der Arbeitslosen {sub} {m} en iyi konjuktürde bile bulamayanlar oranı
der Bodenschatz {sub} {m} doğal kaynağı
der Bodenschatz {sub} {m} madence zengin
der Bodenschatz {sub} {m} toprak hazinesi
der Bodenscheinwerfer {sub} {m} yer projektörü
die Bodenschicht {sub} {f} arazi tabakası
die Bodenschichten {sub} {pl} arazi tabakaları
der Bodenschieber {sub} {m} toprak sürgüsü
der Bodenschirm {sub} {m} alçak ekran
der Bodenschlamm {sub} {m} dibe toplanan çamur
der Bodenschließdruck {sub} {m} statik taban deliği basıncı
der Bodenschlüssel {sub} {m} döşeme kilidi
der Bodenschutz {sub} {m} toprağı erozyona karşı koruma
das Bodenschutzgesetz {sub} {n} [BBodSchG] toprağı erozyona karşı koruma kanunu
das Bodenschutzholz {sub} {n} toprak kaymasını önleyici orman
die Bodenschwelle {sub} {f} taban kirişi
die Bodenschädigung {sub} {f} taban hasarı
die Bodenschädigung {sub} {f} toprak hasarı
die Bodenschätze {sub} {pl} toprak servetleri
die Bodenschätze {sub} {pl} toprakaltı servetleri
die Bodenschätze {sub} {pl} yeraltı kaynakları
die Bodenschätze {sub} {pl} yeraltı servetleri
bodenschätze abbauen yeraltı kaynaklarını işletmek
der Bodensee {sub} {m} Bodensee gölü
der Bodensee {sub} {m} Konstanz gölü
der Bodensee {sub} {m} Konstanz Gölü
Bodensee grenzt an Deutschland und die Schweiz {sub} {m} Bodensee Almanya ve İsviçreye sınır
der Bodenseewickler {sub} {m} [Falter] yaprak bükenlere ait böcek
die Bodenseite {sub} {f} alt tarafı
bodenseitig gelenkt alttan güdümlü
der Bodenselbstentlader {sub} {m} alttan otomatik boşaltılan vagon
die Bodensenke {sub} {f} yer çökmesi
die Bodensenke {sub} {f} yer çöküntüsü
die Bodensenken {sub} {pl} yer çöküntülerü
die Bodensenkung {sub} {f} oturuş
die Bodensenkung {sub} {f} toprak çöküşü
die Bodensenkung {sub} {f} çöküş
der Bodensensor {sub} {m} taban sensörü
die Bodensensoren {sub} {pl} taban sensörleri
die Bodensicht {sub} {f} (havadaki uçaktan) yeryüzünün görünümü
das Bodensignal {sub} {n} kara sinyali
der Bodensockel {sub} {m} taban temeli
die Bodenspekulation {sub} {f} arazi spekülasyonu
die Bodenspekulation {sub} {f} toprak spekülasyonu
die Bodenstabilisierung {sub} {f} toprak stabilize etme
der Bodenstampfer {sub} {m} toprak sıkıştırıcı
die Bodenstampfmaschine {sub} {f} zemin dövme makinesi
Bodenstampfmaschine für Konverter {sub} {f} konvertisör tabanı sıkma makinesi
Dicke des Bodens {sub} {f} taban kalınlığı
Durchfeuchtung des Bodens {sub} {f} toprağın nemliliği
Dürre des Bodens {sub} {f} toprağın kuruluğu
Einsinken des Bodens {sub} {n} toprak çökmesi
Entmilitarisierung des Meeresbodens {sub} {f} deniz tabanını askerden arındırma
Fruchtbarkeit des Bodens {sub} {f} toprağın verimliliği
Gütebestimmung des Waldbodens {sub} {f} dağ tabanında kalite saptama
Kriechen des Bodens {sub} {n} yerde sürünme
künstliche Vereisung des Bodens {sub} {f} toprağı suni dondurma
mikrobiologische Aktivität des Bodens {sub} {f} toprağın mikrobiyolojik aktivitesi
Neigung des Bodens {sub} {f} taban meyili
Neuaufteilung des Bodens {sub} {f} toprağın yeni dağıtımı
Neuverteilung des Bodens {sub} {f} toprağı yeniden dağıtma
Porosität eines Bodens tabanın mesamatlılığı
Trockenheit des Bodens {sub} {f} toprak kuruluğu
Undurchlässigkeit der Bodens {sub} {f} toprağın sızdırmazlığı
Unebenheit des Bodens {sub} {f} yerin engebeliği
Versauerung des Bodens {sub} {f} toprağın asitleşmesi
Verschmutzung des Bodens {sub} {f} toprağın kirlenmesi
0.004s