Keine direkten Treffer gefunden für: konusu

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: konusu

Deutsch Türkisch
anstoßen {v} [stieß an, hat angestoßen] konuşurken pelteklemek
die Aprosodie {sub} {f} konuşurken doğru vurgulama yapamama
der Artist {sub} {m} konusunda usta
ausschweifen {v} [schweifte aus, hat ausgeschweift] konuşurken konu dışma çıkmak
besprochen werden {v} konuşulmak
betonen {v} [betonte, hat betont] konuşurken vurgulamak
betreffs [Präposition] konusunda
darüber {adv} konusunda
den Faden verlieren {v} konuşurken bağlantıyı
die Echolalie {sub} {f} med. konuşulanları tekrarlama
die Echopalilali {sub} {f} konuşulan sözcükleri tekrarlama
die Einhilfe {sub} {f} [Theater] konuşurken takılan birine lafını hatırlatma
er redet wie ein Wasserfall konuşurken nefes almıyor
etwas zu seinem Thema machen {v} konusunda birn şey yapmak
gegenstandlos {adj} konusuz
die Gegenstandslosigkeit {sub} {f} konusuz kalma
gesprochene- konuşulan-
die Gesprächsminute {sub} {f} konuşulan dakika
der Gesprächspartner {sub} {m} konuşulan kişi
hinsichtlich {adj} konusunda
hinwegreden {v} konuşurken bir şeyi atlamak
ihr sprecht konuşuyorsunuz
im Gerede sein konuşulur olmak
in Betreff konusunda
in einer Rede stottern {v} konuşurken kekelemek
in puncto {adv} konusunda
die Konversationssprache {sub} {f} konuşulan dil
Mühe beim Sprechen {sub} {f} konuşurken zorluk çekme
nach Absprache konuşulan gibi
nachlesen {v} konuşulan bir şeyi kitapta bulup okumak
nicht besprochen konuşulmadı
die Ode {sub} {f} konusuna göre biçimi değişen ezgili şiir
die Palilalie {sub} {f} konuşurken sözcüklerin yinelenmesi
pariando [Musik] konuşur gibi
pariando [Musik] konuşurcasına
Reden Sie! konuşun!
redest [du~] konuşuyorsun
redet [er, sie, es~] konuşuyor
sattelfest {adj} konusunda bilgili
sattelfest {adj} konusunda usta
sattelfest {adj} konusunda uzman
sprechbar {adj} konuşulabilir
spreche [ich~] konuşuyorum
sprechen Sie! konuşunuz!
der Sprecher {sub} {m} konuşucu
der Sprechgesang {sub} {m} konuşur gibi okunan şarkı
sprichst [du~] konuşuyorsun
spricht [er, sie, es~] konuşuyor
turteln {v} konuşup gülüşmek
um {adv} konusunda
die Umschweife {sub} {pl} konuşurken kaçamak yapma
die Aktualität {sub} {f} günün konusu
aktuelles Rechtsthema {sub} {n} güncel hukuk konusu
Andachtsgegenstand dua konusu
die Anzeigenthematik {sub} {f} reklam konusu
das Aufsatzthema {sub} {n} kompozisyon konusu
das Aussprachethema {sub} {n} söyleyiş konusu
das Ausstellungsthema {sub} {n} sergi konusu
der Beschwerdegegenstand {sub} {m} dava konusu
betreffend {adj} söz konusu
die causa {sub} {f} [Jura] dava konusu
das ist guter Stoff für eine Zeitung bu iyi bir medya konusu
der Deckungsgegenstand {sub} {m} güvencenin konusu
der Deckungsgegenstand {sub} {m} teminatın konusu
die Deutschlandfrage {sub} {f} Alman devletlrinin birleşme konusu
dienstliche Angelegenheit {sub} {f} konusu
diese Vorliegende {adv} söz konusu
das Diskussionsthema {sub} {n} tartışma konusu
die Dynamik {sub} {f} mekanik fiziğin bir konusu
die Ehrensache {sub} {f} namus konusu
eine Ermessensfrage takdir konusu
der Erisapfel {sub} {m} anlaşmazlık konusu
der Erisapfel {sub} {m} ihtilaf konusu
die Ermessensfrage {sub} {f} takdir konusu
erster Klagegegenstand {sub} {m} ilk dava konusu
es geht um sein Leben hayatı söz konusu
es geht um unsere Gesundheit sağlığımız söz konusu
0.005s