2 direkte Treffer gefunden für: gefahr

Deutsch Türkisch
die Gefahr {sub} {f} risk
die Gefahr {sub} {f} tehlike

77 indirekte Treffer gefunden für: gefahr

Deutsch Türkisch
Gefahr abwehren {sub} {f} tehlikeyi önlemek
Gefahr abweisend {adj} tehlikeyi bertaraf edici
Gefahr abwenden {sub} {f} tehlikeyi bertaraf etmek
Gefahr bringender Ausfall {sub} {m} [EN ISO 12100] tehlike getiren aksama
Gefahr der Beschlagnahme {sub} {f} el koyma tehlikesi
Gefahr der Nichtzahlung {sub} {f} ödememe tehlikesi
Gefahr des Diebstahls {sub} {f} çalınma tehlikesi
Gefahr des Untergangs {sub} {f} batma tehlikesi
Gefahr durch höhere Gewalt {sub} {f} doğa afeti tehlike
Gefahr einer Lawine {sub} {f} çığ tehlikesi
Gefahr eines Erdrutsches {sub} {f} yer kayma tehlikesi
Gefahr entgehen {v} tehlikeyi atlatmak
Gefahr entrinnen {v} tehlikeyi atlatmak
Gefahr erkannt, Gefahr gebannt {sub} {f} bilinen tehlike önlenir
Gefahr erkennen {sub} {f} tehlikeyi algılamak
Gefahr für {sub} {f} …için tehlike
Gefahr für den Frieden {sub} {f} barış için tehlike
Gefahr für den Verkehr {sub} {f} trafik için tehlike
Gefahr für die Gesellschaft {sub} {f} toplum için tehlike
Gefahr für die Gesundheit {sub} {f} sıhhat için tehlike
Gefahr für die Seefahrt {sub} {f} deniz yolculuğu için tehlike
Gefahr für Leib und Leben {sub} {f} hayati tehlike
Gefahr fürchten {v} tehlikeden korkmak
Gefahr ist mein zweiter Vorname ikinci ismim
Gefahr laufen {v} riske girmek
Gefahr laufen, etwas zu tun {v} bir şey yapmak için riske girmek
Gefahr laufen zu …me tehlikesine uğramak
Gefahr laufen zu …tehlikesine uğramak
Gefahr laufen, etwas zu verlieren {v} bir şey kaybetme riskine girmek
Gefahr meiden {sub} {f} tehlikeyi önlemek
Gefahr umgehen {v} tehlikeden kaçınmak
Gefahr von Schäden {sub} {f} hasar tehlikesi
Gefahr wittern {v} tehlikenin kokusunu almak
Gefahr wittern {v} tehlikeyi sezmek
Gefahr, in~ tehlikede
der Gefahrbereich {sub} {m} tehlike alanı
die Gefahrbremse {sub} {f} tehlike freni
die Gefahrbremsung {sub} {f} tehlike freni yapma
gefahrbringend {adj} tehlikeli sonuçlar doğuran
gefahrdrohend {adj} tehlikeli sonuçlar doğuran
gefahren [z. B. Motorrad] motor sürdü
die Gefahren {sub} {pl} tehlikeler
Gefahren beinhalten {v} tehlikeler içermek
Gefahren bergen {v} tehlikeler barındırmak
gefahren {v} [er, sie, es ist~] (taşıtla) hareket etti
Gefahren am Arbeitsplatz {sub} {pl} yerindeki riskler
Gefahren der hohen See {sub} {pl} açık denizde tehlikeler
Gefahren der See {sub} {pl} denizin tehlikeleri
Gefahren der Seefahrt {sub} {pl} deniz yolculuğunun tehlikeleri
Gefahren des Außenhandels {sub} {pl} dış ticaretin tehlikeleri
Gefahren des LKW-Transports {sub} {pl} TIR transportu tehlikleri
aber derzeit besteht keinerlei Gefahr fakat şu anda tehlike görünmüyor
die Abhängigkeitsgefahr {sub} {f} bağımlılık tehlikesi
die Abstiegsgefahr {sub} {f} küme düşme tehlikesi
die Absturzgefahr {sub} {f} düşme tehlikesi
Achtung Schleudergefahr Dikkat kaygan zemin!
Ahnung der Gefahr {sub} {f} tehlikeyi sezme
die Aktivierungsgefahr {sub} {f} aktivite tehlikesi
akute Gefahr {sub} {f} ani tehlike
die Anscheinsgefahr {sub} {f} görünüşte tehlike
die Anschlagsgefahr {sub} {f} suikast tehlikesi
die Ansteckungsgefahr {sub} {f} bulaşma tehlikesi
die Ansteckungsgefahr {sub} {f} bulaşıcılık
die Ansteckungsgefahr {sub} {f} hastalık geçme tehlikesi
auf deine Gefahr senin riskine
auf eigene Gefahr kendi riski
auf eigene Gefahr riskin şahsa ait olması
auf eigene Gefahr tehlikeyi göze alarak
auf eigene Rechnung und Gefahr kendi risk ve hesabına
auf Käufers Gefahr alıcının riskine
auf meine Gefahr sorumluluk bana ait olmak üzere
augenscheinliche Gefahr {sub} {f} gözle görünen tehlike
die Ausfallgefahr {sub} {f} [Maschine] işlememe tehlikesi
die Ausfallgefahr {sub} {f} kayıp tehlikesi
ausgeschlossene Gefahr {sub} {f} olanaksız tehlike
die Auslaufgefahr {sub} {f} sızma tehlikesi
außer Gefahr tehlike dışı
0.004s