7 direkte Treffer gefunden für: eve


77 indirekte Treffer gefunden für: eve

Deutsch Türkisch
die Affirmation {sub} {f} evetleme
die Akquieszenz {sub} {f} [Ja-Sage-Tendenz] evet deme eğilimi
als ich zu Hause ankam eve vardığımda
Anlieferung an das Haus {sub} {f} eve teslim
Anlieferung frei Haus {sub} {f} eve kadar teslim
ans Haus gebunden eve bağlı
ans Haus gefesselt eve bağlanmış
auf dem Heimweg eve dönerken
auf dem Heimweg eve giden yolda
auf dem Heimweg begleiten eve dönerken yoldaş olmak
auf dem Heimweg sein eve dönüş yolunda olmak
auf dem Nachhauseweg eve dönerken
auf der Heimfahrt eve giden yolda
bedachen {v} [bedachte, hat bedacht] eve çatı çekmek
bedachend {adj} eve çatı çeken
beim Betreten des Hauses eve girişte
bejahen {v} [bejahte, hat bejaht] evet demek
die Bejahung {sub} {f} evet deme
bitten heimzukommen {v} eve gelmesini rica etmek
Da klingelt was, ja {ugs.} evet, orada zil sesi duyuluyor
Dann haben wir beide ja etwas gemeinsam evet, o halde ikimizin ortak bir yönü var
die Ja- und die Neinstimmen evet ve hayır oyları
doch [Konjunktion] evet
eben an jenem Tag evet o bahsedilen günde
eben weil evet çünkü
ein Haus beziehen {v} eve taşınmak
ein Ja sprechen evet demek
einsperren {v} eve kapamak
eintreiben {v} [Vieh] eve götürmek
es ist Zeit nach Hause zu gehen eve gitme zamanı
es sieht danach aus, ja evet öyle görünüyor
die Ewe {sub} {f} [Kwa-Sprache im Süden von Ghana] eve dili
das Event {sub} {n} [kommt aus dem Englischen, Ereignis] etkinlik
die Event-agentur {sub} {f} etkinlik ajansı
das Event-Risiko {sub} {n} özel etkinlik riski
der Eventcharakter {sub} {m} özel etkinlik karakteri
die Eventdatenbank {sub} {f} özel etkinlik very bankası
das Eventmarketing {sub} {n} özel etkinlik pazarlama
die Eventration {sub} {f} [Med.] karın organlarının dışarı çıkması
eventual {adj} ihtimali
die Eventualaufrechnung {sub} {f} icabı halinde talep
der Eventualfall {sub} {m} rastlantısal durum
der Eventualfall {sub} {m} tesadüfi durum
die Eventualfallplanung {sub} {f} tesadüfi durum planlamsı
die Eventualfälle {sub} {pl} tesadüfi durumlar
die Eventualhaftung {sub} {f} icabı halinde sorumluluk
die Eventualhaftung {sub} {f} ihtimali mesuliyet
die Eventualhaftung {sub} {f} olasılı sorumluluk
die Eventualität {sub} {f} ihtimal
die Eventualität {sub} {f} olasılık
die Eventualitäten {sub} {pl} ihtimaller
der Abdeckrahmen {sub} {m} koruyucu çerçeve
Abdeckrahmen für die Schaltfeldtür {sub} {m} Şalter sahası için koruyucu çerçeve
Abdeckrahmen in Pastellfarben {sub} {m} pastel renkli koruyucu çerçeve
Abdeckrahmen in Pastellfarben mit Glanzoberfläche {sub} {m} pastel renkli, parlak yüzeyli koruyucu çerçeve
Abdeckrahmen mit besonderen Oberflächen {sub} {m} özel yüzeyli koruyucu çerçeve
abklappbare Wagenwand {sub} {f} yan çerçeve
die Aluminiumfassung {sub} {f} alüminyum çerçeve
das Aluminiumgestell {sub} {n} alüminyum çerçeve
Anna von Kleve Kleve‚li Anna
aufklappbarer Rahmen {sub} {m} katlanır çerçeve
der Aufsatzrahmen {sub} {m} üst çerçeve
das Außengehäuse {sub} {n} dış çerçeve
der Außenrahmen {sub} {m} dış çerçeve
der Barrenrahmen {sub} {m} çubuk çevçeve
der Basisrahmen {sub} {m} ana ҫerҫeve
die Batteriefassung {sub} {f} batarya tutucu ҫerҫeve
der Bau {sub} {m} çerçeve
bereitwillig {adj} seve seve
bereitwillig [gerne] seve seve
beweglicher Rahmen {sub} {m} hareketli çerçeve
die Bleifassung {sub} {f} kurşun çerçeve
der Diamantrahmen {sub} {m} elmas çerçeve
die Drahtfassung {sub} {f} tel çerçeve
die Drechspule {sub} {f} döner çerçeve
drehbarer Rahmen {sub} {m} döner çerçeve
der Drehrahmen {sub} {m} döner çerçeve
0.005s