5 direkte Treffer gefunden für: daran


65 indirekte Treffer gefunden für: daran

Deutsch Türkisch
Daran besteht kein Zweifel bundan hıc şüphe yok
daran denken {v} bir konuyu göz önünde bulundurmak
daran denken! bunu düşün!
Daran gibt es nichts zu deuteln bunun yanlış anlaşılacak bir yönü yok
Daran gibt's nichts zu rütteln! {ugs.} bundan geri dönüş yok
daran glauben müssen bir şeye katlanmak zorunda kalmak
daran hindern {v} bir şeye engel olmak
daran ist mir viel gelegen buna çok önem veriyorum
daran ist nicht zu tippen her şey ortada!
daran ist nicht zu tippen söylenecek laf yok!
daran ist nicht zu zweifeln bundan şüphelenilemez!
Daran ist nichts auszusetzen bunda karşı çıkacak bir durum yok
Daran ist nichts zu bemängeln bunda bir hata yok
daran liegen {v} neden olmak
Daran ließ sich nichts zweifeln bunda bir şüphe yoktu
Daran lässt sich nichts ändern bunda değiştirecek bir durum yok
Daran lässt sich sehen, dass ... olduğu bundan belli oluyor
darangeben {v} [gab daran, habe darangegeben] bir şeye eklemek
darangeben {v} [gab daran, habe darangegeben] dökmek
darangeben {v} [gab daran, habe darangegeben] feda etmek
darangeben {v} [gab daran, habe darangegeben] ilave etmek
darangeben {v} [gab daran, habe darangegeben] katmak
darangegangen başladı
darangegangen yapmak üzere koyuldu
darangehen {v} başlamak
darangehen {v} bir şeye başlamak
darangehen {v} yapmak üzere koyulmak
darangehend {adj} başlayarak
daranhalten {v} [hielt daran, habe darangehalten] bir şeye uymak
darankommen {v} [kam daran, bin darangekommen] sırası gelmek
daranmachen sich, etwas zu tun bir şey yapmaya koyulmak
daransetzen {v} [setzte daran, habe darangesetzt] bir amaç uğruna sarf etmek
daransetzen {v} [setzte daran, habe darangesetzt] bir şeyi tehlikeye atmak
daransetzen {v} [setzte daran, habe darangesetzt] kullanmak
daransetzen {v} [setzte daran, habe darangesetzt] riske etmek
daranwenden {v} [wendete daran, habe darangewendet] gayret sarf etmek
daranwenden {v} [wendete daran, habe darangewendet] masraftan kaçınmamak
daranwenden {v} [wendete daran, habe darangewendet] zaman harcamak
daranwenden {v} [wendete daran, habe darangewendet] zaman sarf etmek
daranwenden {v} [wendete daran, habe darangewendet] çaba sarf etmek
Da ist überhaupt nichts Geheimnisvolles daran hiçbir gizlilik yok
Denk nicht weiter daran artık bunu düşünme
denkt daran [er, sie, es] bunu düşünüyor
denkt daran [er, sie, es] onu düşünüyor
dicht daran {adv} yakın
dran {adv} {ugs.} s. daran
Er gewöhnte sich daran buna alışmıştı
er glaubt felsenfest daran buna tam inanıyor
es liegt mir nichts mehr daran buna hiç önem vermiyorum
es liegt mir viel daran buna çok önem veriyorum
ich dachte nicht im Traum daran bunu rüyamda bile düşünmedim
ich denke daran bunu hatırlarım
ich denke nicht im Traum daran rüyamda bile düşünmem
ich glaube daran buna inanıyorum
ich war nahe daran tam yapacaktım
ich war nahe daran yapmak üzereydim
ich war nahe daran çok yaklaşmıştım
ich zweifle daran bundan şüpheliyim
im Anschluss daran buna ilaveten
mir legt nichts daran bana vızgelir
mir liegt nichts daran bana vız gelir!
mir liegt nichts daran benim için çok önemi yok
mir liegt viel daran benim için çok önemli
nahe daran yakın
Zweifelt nicht daran bundan şüphe etmeyin
0.003s