8 direkte Treffer gefunden für: Stuhl


69 indirekte Treffer gefunden für: Stuhl

Deutsch Türkisch
Stuhl der Mühle {sub} {m} değirmen pilonu
das Stuhlbein {sub} {n} sandalye ayağı
das Stuhlbein {sub} {n} sandalye bacağı
der Stuhldrang {sub} {m} büyük tuvalet güdüsü
die Stuhlentleerung {sub} {f} büyük abdestini yapma
die Stuhlentleerung {sub} {f} dışkı çıkarma
die Stuhlfeder {sub} {f} iskemle yayı
der Stuhlgang {sub} {m} büyük abdest
der Stuhlgang {sub} {m} büyük aptest
der Stuhlgang {sub} {m} büyük tuvalet
der Stuhlgang {sub} {m} dışarı çıkma
der Stuhlgang {sub} {m} dışkı
der Stuhlgang {sub} {m} dışkılama
der Stuhlgang {sub} {m} hacet
der Stuhlgang {sub} {m} tuvalete gitme
Stuhlgang haben {v} büyük aptest yapmak
das Stuhlgericht {sub} {n} [Rechtswissenschaft] gizli celse mahkeme
das Stuhlgestell {sub} {n} iskemle çerçevesi
Stuhlgestell eines Webstuhls {sub} {n} tezgâh yapısı
die Stuhlgänge {sub} {pl} büyük aptestler
das Stuhlinkontinent {sub} {n} büyük tuvaletini kontrol edememe
die Stuhlinkontinenz {sub} {f} büyük tuvaletini kontrol edememe
die Stuhlkontrolle {sub} {f} dışkı kontrolustufenfit
der Stuhlkreis {sub} {m} sandalyelerden oluşan çember
die Stuhlkultur {sub} {f} bakteri incelemesine yarayan dışkı kültürü
die Stuhllasche {sub} {f} [Eisenbahn] taban eklemesi
die Stuhllehne {sub} {f} sandalye arkalığı
die Stuhllehnen {sub} {pl} sandalye arkalıkları
die Stuhlprobe {sub} {f} [Med.] dışkı örneği
die Stuhlprobe {sub} {f} büyük tuvalet örneği
das Stuhlrohr {sub} {n} ıskemlelik kamış
der Stuhlsetzer {sub} {m} tezgâh montörü
der Stuhlsitz {sub} {m} sandalye oturağı
die Stuhlverhaltung {sub} {f} [Med.: krankhaftes Zurückbleiben des Stuhls im Darm] dışkı çıkaramama
die Stuhlverhaltung {sub} {f} [Med.: krankhaftes Zurückbleiben des Stuhls im Darm] kabızlık nedeniyle bağırsakta dışkı kalması
die Stuhlverstopfung {sub} {f} dışkısını yapamama
der Stuhlzwang {sub} {m} sürekli büyük tuvalet güdüsü
das Stuhlzäpfchen {sub} {n} bağırsak yumuşatıcı fitil
das Stuhlzäpfchen {sub} {n} kabızlık giderici fitil
das Stühlchen {sub} {n} küçük sandalye
das Stühlchen {sub} {n} minik sandalye
die Stühle {sub} {pl} sandalyeler
Stühle polstern sandalyeleri döşemek
acholischer Stuhl {sub} {m} balçığa benzeyen dışkı
apostolischer Stuhl Papalık makamı
der Arbeitsstuhl {sub} {m} çalışma sandalyesi
der Armesünderstuhl {sub} {m} ölüme çarptırılan kişinin oturduğu sandalye
der Armstuhl {sub} {m} kollu sandalye
automatischer Webstuhl {sub} {m} [Weben] otomatik dokuma tezgâhı
der Baby-Stuhl {sub} {m} bebek sandalyesi
der Bandstuhl {sub} {m} şerit dokuma tezgâhı
der Bandwebstuhl {sub} {m} kurdelâ tezgâhı
der Barstuhl {sub} {m} bar sandalyesi
der Behandlungsstuhl {sub} {m} [Med.] tedavi koltuğu
der Beichtstuhl {sub} {m} günah çıkarma kürsüsü
der Beichtstuhl {sub} {m} günah çıkartılan yer
der Besucherstuhl {sub} {m} ziyaretçi sandalyesi
der Bischofsstuhl {sub} {m} piskopos sandalyesi
bischöflicher Stuhl {sub} {m} piskopos makamı
Blut im Stuhl {sub} {n} büyük abdestde kan
der Blutstuhl {sub} {m} kanla karışık büyük tuvalet
der Blutstuhl {sub} {m} kanlı dışkı
der Bootsmannsstuhl {sub} {m} [Sitz zum Klettern in den Mast] gemi direğine çıkma oturağı
der Bortenwirkerstuhl {sub} {m} şerit tezgâhı
der Bruststuhl {sub} {m} emen bebek dışkısı
der Bugholzstuhl {sub} {m} kavisli kereste sandalyesi
der Bürodrehstuhl {sub} {m} büro döner sandalyesi
der Bürostuhl {sub} {m} büro iskemlesi
der Bürostuhl {sub} {m} büro sandalyesi
0.003s